Ülgener

Ulgener

İNGİLTERE TİCARET MAHKEMESİNDEN ÖNEMLİ İÇTİHAT; “DENETİMDEN GEÇEMEYEN GEMİNİN YENİDEN DENETİMİ İÇİN GEREKEN SÜRENİN MAKUL SÜRE OLMASI GEREKTİĞİ HUSUSUNDA ÖRTÜLÜ BİR KABUL VARDIR.”

-   Av. Canberk Tuygan

Pan Ocean Co Ltd v Daelim Corporation (DL LILAC) [2023] EWHC 391 (Comm)

Taraflar 2017 yılının başlarında NYPE 1993'ün tadil edilmiş şartları uyarınca dökme üre yükünün taşınması için 2017 yılında bir trip çarteri sözleşmesi akdetmişlerdir.

DL LILAC Gemisi 15 Şubat 2017 tarihinde Jubail'e yanaşmıştır. Geminin ambarlarının denetimi 16 Şubat'ta SGS (Société Générale de Surveillance) tarafından yapılmıştır. Ambarlar pas, boya döküntüleri ve kargo kalıntıları nedeniyle denetimden geçememiştir.

Gemi, demirleme alanında geçirdiği bir sürenin ardından 4 Mart 2017 tarihinde saat 11:00'e kadar yeniden denetime tabi tutulmamıştır. Oysa Kaptan, Geminin 19 Şubat 2017 tarihinde (yaklaşık 12 gün önce) saat 15:30'da temiz ve yeniden denetime hazır olduğunu söylemiştir.

Daelim, yük ambarlarının yeniden denetlenmesindeki gecikme nedeniyle kira geliri kaybı ve bunker (gemi için yakıt) masrafları için Pan Ocean'a karşı tahkim yoluna başvurmuştur. Tahkimde Donatanlar, Gemi Çarterleyenlerin herhangi bir yeniden denetimi makul bir özenle ve gereksiz bir gecikme olmaksızın gerçekleştirmeleri gerektiğine dair sözleşmede yazılı olmayan (zımni) bir yükümlülüğü olduğunu ve yeniden denetimin ayarlanmasının makul süreyi aşması nedeniyle Gemiyi Çarterleyenlerin bu zımni şartı ihlal ettiklerini iddia etmişlerdir.

Ana uyuşmazlık bir diğer anlatımla, zaman çarterinde; geminin başarısız bir ambar denetiminden sonra C/P’nin 69. Klozu uyarınca Off-Hire olduğu ve kaptanın ambar temizliğinin tamamlandığını bildirdiği ve yeniden denetim çağrısında bulunduğu durumlarda, çartererin gemiyi gecikmeksizin yeniden denetlemekle yükümlü olduğuna dair bir zımni şart olup olmadığıdır.

Tahkim heyeti Donatanların lehine karar vermiş ve Kaptanın Gemi temizliğinin tamamlandığını bildirdikten ve yeniden denetim için çağrıda bulunduktan sonra, Gemiyi Çarterleyenlerin Gemiyi gecikmeksizin yeniden denetletme konusunda zımni bir yükümlülük altında olmalarının makul olduğuna karar vermiştir.

Pan Ocean, tarafların anlaşması ya da Mahkemenin izin vermesi halinde (her iki durumda da tahkim anlaşması bu hakkı hariç tutmadığı sürece) bir hukuk meselesine ilişkin temyize izin veren 1996 tarihli Tahkim Yasasının 69. maddesi uyarınca tahkim kararına itiraz etmiştir. Aynı zamanda Pan Ocean, Mahkemenin, Pan Ocean'ın zımni bir yükümlülük altında olmasının "makul" olduğu sonucuna vardığı için doğru yasal testi uygulamadığını ileri sürmüştür. Pan Ocean'a göre, makul olma tek başına bir şartın sözleşmeye dercedilmesi için yeterli değildir. Pan Ocean ayrıca, bağımsız bir sörveyörün atanması açıkça her iki tarafın da işbirliğini ve koordinasyonunu gerektirmesine rağmen, Tahkim Heyeti tarafından varlığı kabul edilen zımni şartın içeriğinin, sadece kendisine katı bir yükümlülük yüklediği için hukuken yanlış olduğunu ileri sürmüştür.

Mahkeme, sözleşmede zımni bir şartın mevcudiyetinin kabulü için hangi elementlerin bulunması gerektiğiyle ilgili bir test geliştirmiş, buna göre heyetin zımni şartın olduğuna kanaat getirmesini desteklemekle birlikte, bu makul sürenin hangi zamandan itibaren başlayacağı hususunda hata yaptığına karar vermiştir. Mahkemece, Tahkim Heyeti’nin yapması gereken şey (Kaptan ambarların yeniden denetime hazır olduğunu Çarterere bildirdiği tarihte derhal bir ihlal tespit etmek yerine) Geminin aşırı gecikme olmaksızın yeniden denetlenmesi için makul özeni gösterme yükümlülüğünün yerine getirilmesi için yeniden denetimin ne zaman yapılması gerektiğine karar vermek olmalıydı. Bu doğrultuda Ticaret Mahkemesi, Geminin o andan itibaren tekrar on-hire olacağı sonucuna varmıştır.

Yine Ticaret Mahkemesi Yargıcı, sözleşmede yer almayan (örtülü) herhangi bir şartın, her iki tarafı da gereksiz gecikme olmaksızın yeniden denetim ve inceleme düzenlemek için işbirliği yapmak üzere makul adımlar atmaya zorlaması gerektiğini kabul etmiştir. Ancak, Tahkim heyeti kararını destekler şekilde bir değerlendirmeyle, zımni şartın sadece çarterere yük yüklediği kararı maddi olaya göre hakkaniyetli bulmuştur.

Yani dava, hem İngiliz mahkemelerinin tahkim heyetinin verdiği kararları, hukuki konularda bile, anlayışla yorumlama geleneğinin hem de Mahkemenin bahse konu kararda açık bir hata olması halinde müdahale etme isteğinin bir örneğidir. Bu nedenle işbu karar deniz ticaret hukuku öğelerini haiz benzer sözleşmeleri yorumlamakla birlikte İngiliz usul hukukuna da ışık tutması açısından hayati bir öneme sahiptir.

*C/P'nin 69. Maddesi şu hükmü içermektedir:

"Geminin ambarları teslimde veya 1. yükleme limanına varışta süpürülecek/tatlı suyla yıkanacak ve bağımsız sörveyörü tatmin edecek şekilde her bakımdan tuzdan, pastan, kireçten ve önceki yük kalıntılarından arındırılmış olarak Çartererlerin yükleyeceği yükleri alacak şekilde kurutulacaktır.

Eğer Gemi herhangi bir ambar denetiminden geçemezse, Gemi aynı denetimden geçene kadar kiralanmayacak ve bu nedenle ortaya çıkan her türlü masraf/zaman Donatanın hesabına yazılacaktır."

docxfilePDF